20 Nisan 2011 Çarşamba

Skaler Tesla Dalgası

1900’lerin başlarında yaptığı cep büyüklüğündeki bir cihazı açık unuttuğunda bir süre sonra evinin sallandığını farkeden Tesla, cihazı kapatmak için biraz daha geç kalsa tüm mahalleyi kaplayan bir depreme sebep olmak üzere olduğunu ancak farkedecektir. Bu teknolojinin bugün ABD tarafından HAARP (High-frequency Active Aural Research Program) projesi kapsamında istenilen yer ve bölgede – özellikle kırık fay hatlarında – deprem yaratmak için kullanıldığı konusunda bir çok spekülasyon yapılmıştır. Tesla’nın “ölü ışık” tabir ettiği çalışmaları daha sonraki bildiğimiz lazer teknolojisinin temelini oluşturmuştur. Aynı şekilde Tesla “Telsiz İletişim Teknolojisinin” temellerini atmış, hatta çok büyük oranlarda enerjinin bile kablosuz olarak yerden veya hava üzerinden iletildiği teknolojiler geliştirmiştir (her ne kadar milyon voltluk enerjinin bu şekilde iletimi tehlikeli gibi görünse de tam tersine çoğu güncel uygulamadan daha güvenilir bir yöntemdir, öyle ki Tesla bu yöntemin ve alternatif akımın güvenilirliğini ispatlamak için bizzat kendi vücudundan yüzbinlerce voltluk elektrik geçirdiği gösterilerde bulunmuştur).

Tesla’yı zamanında gerçek anlamda “anlaşılamayan adam” yapan asıl çalışması ise ancak Birleşik Alan Teorisi ve Kuantum Fiziği teoremleriyle çözümlenebilen Skaler Dalga Teknolojisine dayanarak “enerji kontrolü” ve “serbest enerji” üzerinde yaptığı çalışmalardı; öyle ki bu çalışmaları klasik Maxwell uygulamalarının bile açık noktaları olduğunu ortaya koymaktaydı ki bu, o günün çoğu akademik çevreleri için kabul edilemez bir durumdu. Ayrıca serbest enerji demek, ekonominin kontrolünün, dünya siyasetini ve ekonomisini elinde bulunduran güçlerin elinden çıkması anlamına geliyordu ki; belki de bu durum kendisine ait dev laboratuarın ölümünün ardından gizemli bir şekilde yanarak yok olmasının arkasında yatan nedendi. 
 Skaler dalgaların oluşturduğu girişim deseninin çok ilginç bir özelliği de bu girişimlerin bir çeşit “enerji şişesi” özelliği göstermeleridir, diğer bir ifadeyle göndermeçlerin bulunduğu ortam, girişim deseninin bulunduğu ortamdan daha yüksek bir potansiyele sahipse enerji dışarı verilir (exotermic), tersiyse enerji dışarıdan alınıyor ve göndermeçlerde yeniden ortaya çıkar (endotermic). Bu özellik ise inanılmaz büyüklükte serbest enerjinin elde edilmesini mümkün kılar. 



 Eğer iki göndermeci – yerkürenin merkezi gibi – çok büyük bir eneji bölgesinde kesiştirir ve birbirine zıt kutuplarda bağlarsak, dünyanın merkezinden inanılmaz büyüklükte enerjiyi doğrudan çekmemiz mümkündür. Bir iddiaya göre Tesla teknolojisi üzerinde yıllarca deneyler yapan Sovyetler Birliği bu yöntemi kullanarak kıtalararası skaler EM silahları veya denizaltı gibi sistemleri çalıştırmak için gerekli enerjiyi elde etmiştir: Ruslar, – 12 kilo Herz farka sahip – skaler frekans çiftlerini yerkürenin merkezine göndermişler, göndermeçleri birbirine göre farklı bağlayarak büyük oranda potansiyel fark (voltaj) elde etmişler, aynı zamanda göndermeçleri zıt kutuplarda bağlayarak ergimiş yerküre merkezinden göndermeçlere skaler eş-titreşim akımının oluşmasını sağlamışlardır. İki göndermecin arasındaki “dış devrede” ise oluşan dev voltaj ve elektrik akımını da uygun tertibatla çekerek istenilen şekilde istihdam etmişlerdir. İşin en ilginç yanlarından biri de 1985 yıllarında yapılan bu deneyi hiçbir Amerikan istihbarat birimi, laboratuarı veya bilim adamı tespit edememiş ve hiçbirinin böyle bir deney yapıldığından haberi bile olmamıştır.

Aynı mantıkla herbir göndermeç, bu defa gökyüzü gibi düşük potansiyele sahip bir ortama itme (pulse) gönderir ve bu itmeler gökyüzünde exotermic şekilde kesişirse, bu noktada inanılmaz kuvvetli patlamalar olacaktır.

Yine aynı temele dayanan bir sistemle Tesla’nın “büyük göz” dediği skaler dalga radarları geliştirmek mümkündür. Tom Bearden’ın iddiasına göre Sovyetler Birliği yine bu teknolojiyi denizaltı sistemlerinde kullanmış, örneğin 10 Nisan 1963’de Skylark isimli Amerikan denizaltısını önce skaler dalga radarıyla tespit etmiş ve ardından skaler EMP (Electro-Magnetic Pulse) silahı kullanarak hedef denizaltıyı anında imha etmiştir.  

Unutmamalı ki, EM kuvvet alanları deniz altı iletişiminde çok zayıftırlar. Oysa skaler dalgalarla deniz altında istediğiniz veri yoğunluğunda iletişim kurmanız mümkündür. Ayrıca deniz altındaki mayınları temizlemede de bu teknik çok etkindir. Skaler radarlar deniz altındaki her türlü mayını çok kısa sürede tespit edebilirler. Ardından bilgisayar yardımıyla mayını imha etmek için gerekli skaler girişim vurumu (pulse) hesaplanır ve kullanıcının vurumu ateşlemesiyle mayın imha edilir. Üstelik bir nesnenin mayın olup olmadığından emin değilseniz bile çok önemli değildir, çünkü hedef nesne mayınsa patlayacak, mayın değilse ve kaya gibi bir şeyse hiçbir şey olmayacaktır.

Tesla dalgalarıyla kurulabilecek en ilginç teknolojilerden biri de “Tesla Kalkanı” da denen enerji kalkanı teknolojisidir. Yüzlerce millik yarı-çap mesafesini kaplayabilecek böyle bir enerji kubbesini oluşturmak için gerekli enerji, yukarıda arz edildiği gibi yerkürenin merkezinden sağlanmaktadır. Çoklu frekanslı göndermeçler (multiple frequency transmitters) ve kırpılmış Fourier Serileri genişlemeleri (truncated Fourier series expansions) kullanılarak yaratılan iki yarı-küre daha sonra içiçe geçirilerek elektro-manyetik enerjiden örülü bir kubbe oluştururlar. Kubbenin içini parıldayan bir plazma kaplamaktadır. 
Tesla kalkanı kritik bölgeden içeri sızmak isteyen herhangi bir uçağa karşı çok etkin bir koruma sağlamaktadır. İçerdeki yoğun EMP alanı nedeniyle içeri giren herhangi bir uçak veya bomba tüm elektrik tertibatıyla birlikte anında etkisiz hale gelecektir. Bu koruma nükleer başlıklı füzelerden, stratejik bombalara ve savaş başlıklı füzelere kadar her türlü teknolojiyi kapsamaktadır. Ayrıca NASA tarafından önümüzdeki onyıllarda öngörülen dev güneş patlamalarından kaynaklanan yoğun gama radyasyonuna karşı bu enerji kalkanı insanlığın yakın gelecekteki son çaresi olabilir.

 Skaler dalga çiftlerini yer yüzeyinin herhangi bir yerinde kesiştirip bu akımı belli bir süre beslemek, o bölgede yer sarsıntıları ve depremlerin meydana gelmesine yol açacaktır. Günümüzün dünyasında muhtemeldir ki, düşmanına zarar vermek isteyen bir ülkenin takip edebileceği en sinsi yol, “doğal afet” veya “hastalık” görünümlü saldırılarda bulunmaktır.

Skaler dalga teknolojisi aynı zamanda iletişim teknolojisinde de fantastik ufuklar açmıştır. Örneğin tek bir taşıyıcı sinyal üzerinde istediğiniz gibi bir “sıfır referans noktası” belirleyebilir, ardından dilediğiniz kadar bağımsız taşıyıcı sinyali bunun içine gömebilir ve normal dedektörlerden saklayabilirsiniz. Bunu yapmak ise oldukça basittir: İstediğiniz kadar karmaşık bir sinyali alıp sıfırdan çıkarın. Bu size orijinal sinyali sıfırlayabilen “tamamlayıcı” sinyali, yani ihtiyacınız olan sıfır referans noktasını verecektir. Düşman sizin iletişim hattınıza elektronik karıştırma yapmaya çalışsa bile başarılı olamayacaktır. Böyle bir dalgayı ancak skaler bir dedektörle bileşenlerine ayırabilirsiniz. Ayrıca bir ülkenin tüm telefon konuşmalarını bu tarz tek bir taşıyıcı dalgaya yerleştirseniz bile tümünü tertemiz ve güvenli birşekilde iletmeniz mümkündür.

Bu teknolojiyle çok ölümcül hafif silah tasarımı yapmak da mümkündür. Silahı “yüksek yoğunluklu vurum moduna” aldıktan sonra ateşlediğinizde hedef personelin tümünün sinir sistemini anında imha etmeniz mümkündür. Üstelik kullandığınız silah, bunu gerçekleştirmek için çok fazla pile de gereksinim duymaz. Eğer silahı “düşük yoğunluğa” alırsanız bu defa bayıltıcı ve bilinç kaybettirici bir etki gösterecektir. 

İnanılmaz gelebilir ama skaler EM radar girişim sistemiyle taktik misiller, hava araçları, kruvaze misilleri, hatta topçu ve havan atışlarına karşı bile önlem almak mümkündür. Aslında bu da oldukça basit bir tekniğe dayanır: Tüm topçu ve havan atışlarını çok-yakın-mesafeli vurumlarla süpürmek (bir çeşit makineli tüfek gibi). Eğer vurumların doruk gücü yeterince güçlü olursa, tüm patlayıcılar hedefe ulaşmadan etkisiz hale getirilirler. 

Örneğin bir tankı hedef aldığınızı düşünün; skaler bir vurumla, tank içindeki personel anında ölecektir. Tüm elektronik sistemler anında imha olacaktır. Tüm mühimmat patlayacak ve yok olacaktır. Tankın içindeki yağ ateşlenecek ve patlayacaktır. En modern tank bile bu teknolojiye karşı savunmasızdır. Aynı senaryoyu bir uçak için de rahatlıkla uyarlayabilirsiniz. 

Skaler dalga silahlarına karşı tahkimat anlamsız kalır; skaler dalga vurumu yerçekiminin gittiği heryere gidebilir, tankların çeliklerinden, yeraltı sığınaklarından ve her türlü korumadan rahatlıkla sızabilir. Yapmanız gereken tek şey hedef alanı skaler EM ateşiyle tarayıp süpürmek. Gerçek hedefler kendiliğinden ayırdedilecek ve imha edileceklerdir. 

Veya tamamıyla egzotik bir yol da seçebilirsiniz; EMP silahını endotermik moda alarak hedef bölgenin ısı enerjisini çekebilir ve bölgeyi ve bölgedeki hedef kitleyi – yüzmillerce genişlikte bir alanı kapsayacak şekilde – dondurabilirsiniz.

Görüldüğü gibi “Birleşik Alan Teorisine” dayalı bir yaklaşımla ortaya çıkan skaler dalga teknolojisiyle hem inanılmaz var edici, hem inanılmaz yok edici sistemler kurmak mümkündür. İnsanlık tarihi boyunca gerçekleşen savaşların çoğu yaşamak için gerekli daha iyi enerji kaynaklarını elde etmek kaygısıyla olmuştur. Aynı şekilde bugün su, petrol, doğalgaz gibi enerji kaynakları toplumların şekillenmesinde çok önemli bir paya sahiptir. Oysa sonsuz bir enerji kaynağı keşfedilmeyi beklemekte…  

1 yorum:

  1. kişisel iş kurmak için kredi gerekiyor? evet lütfen bu e-postayı temas halinde: finance_institute2015@outlook.com şimdi tamam senin kredi transferi ile daha fazla devam etmek.

    Şimdi kredi.teklif@gmail.com: Ayrıca bu e-postayı irtibata geçebilirsiniz.

    YanıtlaSil